İstanbul’un yoğun temposundan kaçmak ve doğa ile iç içe bir gün geçirmek isteyenler için şehrin içinde keşfedilecek pek çok yeşil alan bulunuyor. Hem şehir merkezine yakın hem de doğal güzellikleriyle huzur veren bu mekanlar, stres atmak ve ruhunuzu dinlendirmek için ideal. Ormanlar, göletler, parklar ve botanik bahçeleriyle İstanbul, doğa severler için mükemmel bir kaçış noktası sunuyor. İstanbul’un doğayla buluşturan bu kaçış noktalarını keşfederek, şehir hayatının karmaşasından uzaklaşabilirsiniz. Şimdi, İstanbul’da doğa ile iç içe olabileceğiniz en güzel yerleri keşfetmeye başlayalım.
İstanbul Boğazı
İstanbul denilince ilk akla gelen yerlerden biri İstanbul Boğazı. İstanbul’a tüm o güzelliğini katan yer bile diyebiliriz hatta. Marmara Denizi ve Karadeniz’in birleştiği nokta olan İstanbul Boğazı’nı düz bir çizgi haline getirirsek 32 kilometre uzunluğa sahip oluyor. Anadolu Hisarı ve Rumeli Hisarı arasında uzanan İstanbul Boğazı’nda turlamak istersen Şehir Hatları tarafından düzenlenen boğaz turlarına katılabilirsin. Uzun ve kısa olmak üzere iki çeşit tur düzenlendiğini de belirtelim. Ayrıca tek yön olarak da boğaz turu seferleri yapılıyor. Hatta boğazın akşam saatlerinde güzelliğini de görebilmemiz için mehtap turları da düzenliyorlar. Boğazı uzaktan izlemek istersen Büyükada, Heybeliada ya da Kınalıada’ya gidip seyir keyfi yaşayabilirsin. Ayrıca boğaz manzaralı restoranlarda manzaranın güzelliğini seyrederek yemek yiyebilirsin.
Emirgan Korusu
İstanbul denilince akla ilk gelen şeylerden biri de lale. Lale denildiğinde ise Emirgan Korusu. Her yıl bahar aylarında Emirgan Korusu rengarenk lalelerle süsleniyor. Ve yine her yıl Nisan ayında düzenlenen Lale Festivali dolup taşıyor. Korudayken Sarı Köşk, Pembe Köşk ve Beyaz Köşk’ü de gezebilirsin. Hatta bu köşklerde kahvaltı da yapabilirsin.
Yıldız Sarayı
III. Selim döneminden önce, I. Abdülhamit’in eşi Rabia Sultan tarafından yaptırılan bir köşk üzerine inşa edilmeye başlanan Yıldız Sarayı’nın II. Mahmut, Abdülmecit ve Abdülaziz dönemlerinde eklemelerle yapımına devam edilmiş. II. Abdülhamit döneminde ise Osmanlı’nın idare merkezi haline gelmiş. II. Abdülhamit bu sarayda yaşarken sarayın genişletilmesi ve dekorasyonuyla bizzat ilgilenmiş. II. Abdülhamit’in isteğiyle Küçük Mabeyn Köşkü, Çit Kasrı, Güvercinlik Binası gibi bölümler eklenen saray, beş yüz bin metrekarelik bir alana yayılmış. Saraya sadece bu bölümler değil, kültürel aktivitelere uygun alanlar da eklenmiş. Basımevi, fotoğraf atölyesi, tiyatro, müzik stüdyosu gibi eklemelerle saray bir kültür merkezi olmuş.
Gülhane Parkı
Nazım Hikmet’in “Ceviz Ağacı” şiirinden tanıdığımız Gülhane Parkı’na girdiğin andan itibaren, Cem Karaca’nın şiirden bestelediği şarkıyı mırıldanmaya başlayacaksın. Geçmişte Topkapı Sarayı’nın arka bahçesi olarak kullanılan park, padişahları ağırlamış bir alan. Türkiye’deki en temiz parklardan biri olarak bilinen Gülhane Parkı’nın bu özelliğini korumaya devam etmesi için temizliğine ve park düzenlemelerine ekstra özen gösteriliyor. Parkın içindeki çay bahçeleri, Tarihi Yarımada’yı karış karış gezdikten sonra bir ağacın altında serinlemek isteyenlerin uğrak noktası.
Atatürk Arboretumu
Belgrad Ormanı’nın hemen yanında bulunan Atatürk Arboretumu, İstanbul’un her mevsim en güzel yerlerinden. İlkbaharda ve yazın yemyeşil doğasıyla ayrı, sonbahar renkleriyle ayrı güzel olan arboretum, kış mevsiminde de bir başka atmosfere bürünüyor. Ağaç parkı olarak bilinen bu alanın çalışmaları 1940’lı yıllarda başlamış ve dünyanın farklı yerlerden ağaçlar getirilip dikilmiş. Şimdilerde ise 1500’den fazla ağaç türünün bulunduğu bir alan konumunda.
Giriş ücreti
- Yerli tam 30 TL
- Yerli indirimli 10 TL
Açık olduğu saatler
- Pazartesi günü kapalı.
- Diğer günler 09.00-17.00
Belgrad Ormanı
İstanbul’daki en popüler noktalardan biri olan Belgrad Ormanı, İstanbul sınırları içinde olsa da sanki bambaşka bir yerdeymişsin gibi hissedebileceğin bir atmosfere sahip. Bu yüzden de İstanbullar, sabah yürüyüşü ya da koşusu yapmak istediklerinde kendilerini Belgrad Ormanı’nda buluyorlar. Kahvaltılık malzemelerini al, çayını termosa koy ve doğruca ormana. Doğanın içine kurulmuş piknik masalarında kuş sesleriyle kahvaltı yapmak İstanbul’un tadını çıkarmanın en güzel yollarından biri. Ayrıca Bizans ve Osmanlı devletlerinden kalma bentler ve çeşmelere de kahvaltıdan sonra çıkacağın yürüyüş esnasında mutlaka uğra.
Polonezköy
Doğa ile iç içe olmak, metropol hayatının karmaşasından az da olsa kurtulmak için İstanbulluların kaçış noktalarından biri de Polonezköy oluyor. Burada yemyeşil ormanlarda yürüyüş yapabilir, at binebilir, dağ evlerinde konaklayabilir ya da doğada kahvaltı yapabilirsin.
Maçka Demokrasi Parkı
İstanbul’un en popüler noktaları olan Dolmabahçe, Maçka, Nişantaşı ve Harbiye arasında doğanın içinden bir parça oluyor Maçka Demokrasi Parkı. Ayrıca Harbiye-Maçka arası teleferiğe binerek İstanbul manzarası da seyretmen mümkün.
Fenerbahçe Parkı
Fenerbahçe Parkı, Kalamış Marina’nın hemen yanında konumlanıyor. Genelde yakın çevrede yaşayan insanlar tercih ettiği için büyük kalabalıklar oluşmuyor. Fenerbahçe Parkı’nda oturabileceğin mekanlar olduğu gibi piknik masaları da bulunuyor. Ayrıca Kalamış Marina çevresinde bulunan restoranlarda da yemek yiyebilirsin.
Çamlıca Tepesi
Anadolu Yakası’nda İstanbul manzarası izleyebileceğin bir yer ararsan Çamlıca Tepesi’ne gideceksin. Marmara Denizi, Haliç, Prens Adaları ve Karadeniz’i panoramik görebileceğin Çamlıca Tepesi, aslında Büyük Çamlıca Tepesi ve Küçük Çamlıca Tepesi olarak ikiye ayrılıyor. Büyük tepenin adı denizden 268 metre yükseklikte olmasından gelirken küçük tepe deniz seviyesinden 230 metre yükseklikte. Küçük Çamlıca Tepesi’nde Küçük Çamlıca Korusu, Cihannüma ve Topkapı Köşkleri’ni görebilirsin. Ayrıca Cumhuriyet tarihinde inşa edilmiş en büyük cami olan Çamlıca Camii de Çamlıca Tepesi’nde konumlanıyor. Beltur’un Çamlıca Tepesi’nde işlettiği restoranda yemek yiyerek günü sonlandırabilirsin.
Anadolu Kavağı
Anadolu Yakası’nın en sakin noktalarından biri olan Anadolu Kavağı, Beykoz’un bir mahallesi. Bir balıkçı kasabası olan Anadolu Kavağı, özellikle yaz aylarında rağbet görüyor. İstanbullular da huzurlu bir hafta sonu için Anadolu Kavağı ve buraya çok yakın noktada konumlanan Poyrazköy’e gidiyorlar. Anadolu Kavağı’nın en yüksek noktasında Yoros Kalesi bulunuyor. Bu kale, Doğu Roma İmparatorluğu’nun hüküm sürdüğü yıllarda boğazın kontrolünü sağlamak için inşa edilmiş. Manzaraya karşı bir kahvaltı fikri kulağına hoş geliyorsa kalede kahvaltı servisi yapan bir kafe de var.
Gözdağı Korusu
Deniz seviyesinden 206 metre yükseklikteki Gözdağı Korusu, İstanbul’da manzara izlemek için sıklıkla tercih edilen noktalardan. Pendik ilçesinde bulunan korudan Yalova ve Adalar’ı panoramik olarak izleyebilirsin. Piknik alanlarında piknik yapabilir ya da tesiste bir şeyler yiyip içebilirsin.
Otağtepe Parkı
Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethetmek için hazırlık yaparken Otağtepe Parkı’nın bulunduğu noktada olduğu rivayet ediliyor. Beykoz’un yüksek noktalarından birinde bulunan park, Rumeli Hisarı’nı ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nü birlikte görebileceğin bir manzaraya sahip. Resmî adı “Fatih Korusu TEMA Vehbi Koç Doğal Kültür Merkezi” olan parkta oturup vakit geçirebileceğin tesisler var.
Ağva
Kendine has huzurlu bir atmosferi bulunan Ağva’da deniz kenarında çay ya da kahve içebileceğin kafeler, taze deniz ürünleri tadabileceğin restoranlar ve konaklayabileceğin yetişkin otelleri var. Özellikle İstanbul’un karmaşasından sıkıldıysan Ağva’ya gidebilir ve nehir kenarında kiralayacağın motor ile gezintiye çıkabilirsin.
Şile
Şile, her mevsim ayrı güzel ve birçok farklı seçenek sunuyor. Piknik yapabilir, kahvaltı yapabilir, denize girebilir, Şile Feneri’ni ziyaret edebilirsin. Şile Halk Plajı, Sahilköy Plajı, Doğancılı Plajı ve Sofular Plajı, denize girmek için tercih edebileceğin plajlardan..
İnceğiz Mağaraları
Yeşilçam filmlerinin seti diyebileceğimiz İnceğiz Mağaraları özellikle kamp yapanların uğrak noktası. Türk sinemasının çekim için kullandığı İnceğiz Mağaraları antik bir geçmişe sahip. İnsan eliyle yapılması ise en önemli özelliği. İnceğiz Mağaraları’na dair arkeolojik buluntular ise İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor.
Garipçe
Cemal Süreya’nın da dediği gibi kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olduğuna inananlardansan İstanbul’da kahvaltı etmek Garipçe’ye gidebilirsin. Sarıyer’e bağlı bir balıkçı köyü olan Garipçe, Sarıyer’e 10 kilometre uzaklıkta yer alıyor. Kahvaltı ile birlikte güzel bir balık keyfi yapabileceğin Garipçe özellikle hafta sonları talep görüyor.
Kilyos
İstanbul’da denize girilecek yerlerden olan ve Sarıyer’de yer alan Kilyos aynı zamanda hafta sonu gezilerinin de vazgeçilmezi. Yazın oldukça popüler olan Kilyos, kışın da manzaralı restoranları ile ilgi görüyor. Kilyos’ta denize girebilir, yürüyüş yapabilir ya da balık keyfi yapmak için kendine güzel bir gün planlayabilirsin.
Artıeksi ailesi olarak İstanbul’da doğa ile iç içe olabileceğiniz yerler, şehri keşfederken size huzur ve rahatlama imkanı sunuyor. Doğal alanlarda yapılan yürüyüşler, piknikler ve açık hava etkinlikleri, stresinizi azaltıp zihin sağlığınızı iyileştirir. Ayrıca, bu mekanlar, İstanbul’un yoğun hayatından kısa bir süreliğine de olsa uzaklaşmanızı sağlar. Her mevsim farklı güzellikler sunan bu yeşil alanlar, doğaseverler için mükemmel bir sığınak. İstanbul’un doğa ile buluşan bu saklı cennetlerinde vakit geçirerek, hem şehir içinde hem de doğada huzuru keşfedin. Şehir yaşamı ve doğa arasında dengeyi kurarak, ruhunuzu tazeleyebilirsiniz.
Kaynak : EnUygun